SERPİLEKİN ADELINE TERLEMEZ
Beckett uzmanı Serpilekin Adeline Terlemez, "Batı kültürünün her alanına ve dönemine hâkim, evrensel bir kültür adamı olarak gördüğü" Samuel Barcalay Beckett'in "hoşa giden tiyatro" ile yolunu ayırdığını, müzik notaları gibi seçtiği ve kukla gibi oynattığı sözcükleri ile "öteki dilde" de yeni bir ezgi bulmaya çalıştığını vurguluyor.
Yazım tarzı caz müziğine, tiyatrosu da şiirsel-kültürel-dil(bilim)sel-felsefi bir kaynaşma alanına benzeyen ve sanat türleri arasındaki sınırları kaldıran Beckett'in sahnesi "ortaya çıkış ve kayboluşlardan, açılış ve kapanışlardan, kuruluş ve çözülüşlerden oluşur: Çözmek, yıkmak ve yaşamak…" Beckett tiyatrosunun kabul edemeyeceği nokta ise üstüne bir etiket yapıştırılmasıdır, zira Beckett tiyatrosu kendi oluşunu kendi çizen melezleme gibi özeldir, adlandırılamaz.
Yazar, "müzikalitesi anlamından daha güçlü görünen Beckett'in eseri, M. Knott'un çorbası gibi kalmayı sürdürür, zira Beckett felsefeden beslenir," derken; çevirmeni ise "Yazar, Beckett'le ve karakterleri ile arasında bir empati hissetmiş, belki kendini bir anlamda bir Beckett karakteri gibi görmüşse -hiç kuşkusuz diyorum ki- bu çalışmasıyla Beckett'e karşı gelerek "çömleğini kırmış", Beckett dünyasından kendini kurtarmıştır.", diyerek bu eserle ilgili düşüncesini okurları ile paylaşır.