airin kaleminden dökülenler bambaşka bir anlama bürünür okuyanların hecelerinde; ressamın anlatabildikleri, görebildiği kadardır resim severlerin; yazarın hikâyesi ancak okuyucunun hayatı ile birleşince anlamlıdır. Her şey bizlerle bir bütün ve bizlerle özeldir. Bu kitabı yazarken bizler kendi hayatlarımızdan, gördüklerimizden ve duyduklarımızdan esinlendik; sizler de okurken kendi yaşantınızda gördükleriniz veya duyduklarınız arasında benzerlikler bulacağınıza inanıyoruz. Halk arasında geçmişten gelen bir laf vardır: "Çok okuma, keçileri kaçırırsın!" Özel ünlüler arasında gördüğümüz kişilerin başarıları halk dilinde bilinmekte fakat onların farklı özellikleri otizmli veya disleksili oldukları bilinmemektedir. Onların farklı davranışları ise çok çalışmaktan "kaçırmak" olarak yorumlanmaktadır! Oysaki üstün zekâlı olmak, otizmli olmak veya disleksili olmak birbirinden çok farklı özelliklerdir.
Bir insan bunların hepsini taşıyabileceği gibi, bir tanesini, iki tanesini veya hiçbirini taşımayabilir! Sarışın, esmer veya kumral; uzun veya kısa; tombul veya zayıf olması çocuklarımızın birer özelliği olduğu gibi; matematik zekâsının olup olması veya duygusal zekâsının olup olmaması da onların özellikleri arasındadır. Alışılmışın dışında olan şeyler insanlara farklı gelir. Örneğin sarı saçlı, uzun boylu ve zayıf kişilere alışmış olan Alman toplumu için siyah saçlı, kısa boylu ve kilolu biri güzel görünmeyebilir. Toplum içerisinde otizmli, disleksili veya üstün zekâlı kişileri görmeye alışmamış ve bu özellikler ile ilgili bilgi sahibi olmayan kişiler de, bu kişilerin varlığını yadırgayabilirler. Göz gördüğüne uyum sağlar ve kabullenir, beyin bildiğini anlar ve yorumlar; yaşam ise paylaşılınca bütünleşir. Her birey dünyaya bambaşka bir gözle bakar ve bambaşka bir anlam katar. Aslında, tüm çocuklar özeldir ve hepsi de bizim ilgimizi ister.
Çocukları özgün birer birey yapan, bizlerin onlara olan sevgisidir. Sadece onları sevdiğimizi söylememiz değil; onlar için doğru yolda çaba sarf etmemiz ve onlara faydalı olabilmek için kendimizi geliştirmemiz gerekmektedir. "Bu yaştan sonra kendimi nasıl geliştirebilirim?" dememeliyiz. Hayat sonsuz bir bilgi yumağıdır, bu yumak biz öğrendikçe daha da kalınlaşır ve bizlere yepyeni bilgilerin var olduğunu gösterir.