1917 Büyük Ekim Devrimi'nden sonra kurulan Sovyetler Birliği'nin ilk Halk Eğitim Komiseri olan ve kendi döneminin önde gelen ideolog, eleştirmen, gazeteci ve konuşmacılarından biri olarak bilinen Anatoli Vasilyeviç Lunaçarski, tam bir kültür adamıydı.
Gerek devrim öncesi gerek devrim sonrası kaleme aldığı yazılarında, çok kapsamlı kültür birikimine dayanan, dogmatiklikten uzak, derinlikli ve esnek bir sanat yaklaşımının sözcülüğünü yaptı ve örneklerini ortaya koydu. Sanat ve edebiyatı, yalnızca siyaset açısından ele alınması gereken bir alan olarak görmediği için, bu alanın kendine özgü sorunlarını büyük bir zekâ, duyarlılık ve incelikle ele aldı.
Özellikle Shakespeare, Heine, Puşkin, Renoir gibi önemli sanatçıları sığ ve kaba yaklaşımlara karşı koruyarak, onların büyüklüklerinin nedenlerini, sanatsal ve toplumsal açılardan açıklamaya çalıştı. Hepsinden önemlisi, Sovyet sanat ve kültürünün geçmişin zengin mirası üzerinde yükselmesi ve devrimci kadroların klasik kültür mirasını çok yönlü özümsemesi gerektiğini savundu.
Lunaçarski'nin, o büyük sanat duyarlılığının içinden fışkıran hayat coşkusunu, sevincini ve iyimserliğini aşılayabilecek güçte yazıları, bugün hâlâ canlılığını koruyor.