Istılâhât-ı İlmiyye Encümeni (1913), bilhassa Tanzimat sonrası yaygınlaşan sanat, fen ve (b)ilime dair terminolojik sorunlara çözüm üretmek için kurulur. Sanâyi-i Nefîse Istılâhâtı Mecmûası (1330), Encümen üyesi Celal Esad (Arseven) tarafından Fransızca sanat terimlerine Osmanlıca karşılıklar bulmak amacıyla hazırlanır. Batı kültürü ile karşılaşma sonucu oluşan terminolojik ve düşünsel kargaşada birçok yenilik meydana gelir. Yeni kavramlar, terimler ve düşünce biçimleri alımlanır. Bu süreci, terminolojik anlamda Istılâhât-ı Mimâriyye (1908), Sanâyi-i Nefîse Istılâhâtı Mecmûası (1330), Fransızca'dan Türkçe'ye Sanat Kâmûsu (1340) ve Sanat Ansiklopedisi (1943-1952) üreterek deneyimleyen Celal Esad, Sanat Ansiklopedisi'ne yazdığı önsözde durumu şu cümlelerle açıklar:
"Sanat dilimiz gitgide Fransızca ve Almanca kelimelerle doluyor, Türkçe terimleri kullanmak isteyenler de eski tabirleri bilmediklerinden ve bulamadıklarından dolayı yeni bir kelime uydurmak zaruretinde kalıyorlardı. (...) Yabancı dillerdeki sanat terimlerini tercüme suretiyle nakleden lügatçilerimiz ancak bulabildikleri, fakat manasını tamamıyla tespit edemedikleri, birçok terimleri yanlış yerlerde kullanarak sanat dilimizi bir vuzuhsuzluk ve karışıklık içine düşürmüşlerdir. (...) Öteden beri sanata dair yazdığım veya tercüme ettiğim yazılarda ben de bu güçlükle karşılaşmış ve sanat sahasında kalkınmamız için en evvel sanat ıstılahlarını tespit etmek lüzumuna kanaat getirmiştim." Celal Esad Arseven