Gelen bir mancınık taşı koca yiğidi diz üstü çökertti. Kılıcı elinden düştü. Zaten onu sallayacak takatı da kalmamıştı. İki eliyle sancağa sıkıca sarıldı ve sancağın altına düştü. Sancağı öpmek istiyormuş gibi doğrulmak isterken yoldaşları yetişti. Elindeki sancağı arkadaşlarının aldığını gördüğünde, yüzünde mutlu bir tebessüm belirdi. Artık o başka alemlere doğru kanat açmıştı. Sancağı öpmek için kalkan başı, surların üzerine düştü.