Sanılarımız da umutlarımız gibi hep ufuktaydı.
Her gün güneşle doğdular, güneşle battılar; iki farklı ufuk çizgisinde.
Bu devridaim içinde biz kaybolmuş kimliğimizi ararken
sanılarımızın sarhoşluğuyla savrulup, güneşin batmamak üzere doğacağı umuduyla avunduk...