Dün, gençliğimi Sarı Papatya'nın kıyısına atan kürekli kayığın yardığı yansımalı dönüş yolumu, Sarı Papatya'nın sıcak dalgaları kapatırken; bugün, gişenin önünde bekleyen o saf, temiz, yürekli insanların birer birer uçtuğunu "gör, duy ve sus."
İzlemekten, dinlemekten, düşünmekten yoruldum…
Şimdi mi? Durakta Sarı Papatya servisini beklerken, mağazanın vitrin aynasında, kendime bakıyorum ve susuyorum.
Vitrin aynası: "Koşma, otur; Sarı Papatya'yı yaz!..
Artık, servisin gelemeyecek."