New York'tan yola çıkıp Buenos Aires'e giden yolcu gemisindeki varlıklı bir işadamı, aynı gemide bulunan dünya satranç şampiyonunu bir oyuna davet eder. Şampiyon, bir amatör tarafından kendisine yapılan bu daveti küçümsese de, kendisiyle oynanacak her oyunun bir bedeli olduğunu ve bu bedeli ödeyen herkesi memnuniyetle yeneceğini söyleyerek kabul eder.
Satranç masasının çevresi meraklılarla dolmuştur. İşadamı bu satranç üstadının karşısında önceleri bocalar. Ama daha sonra meraklı kalabalığın arasından biri alçak bir sesle, yapması gereken doğru hamleleri ona fısıldamaya başlar.
Sesin sahibi, söylediğine göre yirmi yıldır satranç oynamamıştır. Ama kimsenin tanımadığı bu adam, her nasılsa bir satranç dehasıdır.