"Keyfim" Kız Kulesi'nden Marmara'ya doğru açılır açılmaz denizin gözlerimizin önünde seriliveren genişliği ile içimizi dolduran zevki sessizlikle geçirmek mümkün müdür? Gerek romanlarımızda, gerek seyahatlerimizde böyle İstanbul'dan Marmara'ya çıkışı, birçok defa tasvir etmiş isek de her defasında başka türlü gözlemler ve bu yüzden de başka türlü duygular ortaya çıktığından bu defaki tasvirler daha öncekilere benzetilemez.
Evet! Boğaziçi de pek güzeldir. Bunu kim inkar edebilir? Hele Boğaziçi'ni ilk defa görenler şaşkınlıklarından bayılacak derecelere gelirler. İstanbullulardan bile uzun süre Boğaziçi'ni görmemiş olanlar, ona kavuşuverince solumaya başladıkları o serin ve temiz havaya doyamıyorlarmış gibi sık sık, büyük büyük, bol bol nefes almaya başlarlar.
Tanzimat'tan sonra başlayan halkı eğitme, halkın kültür düzeyini yükseltme uğraşının en önemli sanatçılarından biri olan Ahmet Mithat Efendi, Sayyadane Bir Cevelan'da gezi edebiyatımızın ilk ve önemli örneklerinden birini vermiştir.
Ahmet Mithat Efendi, dostları İzzet Paşa, Müfit Paşa, Nahit ve Eşref beylerle birlikte, Beykoz'dan başlayarak İzmit Körfezi'ne kadar uzanan bir deniz seyahati için Keyfim adlı kotrayla yola çıkarlar. Tavşancıl taraflarında karaya çıkarak keklik ve bıldırcın avlayacak, bu seyahat için bazı külfetleri göze alacaklardır.
Dört gün süren bu yolculuk, bütün ayrıntılarıyla ve eğlenceli bir dille anlatılırken, tarihi bilgilerle, efsanelerle süslenerek ilgi çekici bir üslupla aktarılmıştır.