Alman idealizminin üç büyük düşünüründen biri olan Schelling'e göre felsefe yapmak, bu eylemde ardı arkası kesilmeyen bir kendini görmedir. Felsefe yapma ihtiyacı, insanın kendi kendisini dış dünya ile çelişkiye sokmasını şart koşar. Felsefeye giden ilk adım böylece atılmış olur. Felsefe yapan insan bu çelişkiyi sürekli yaşar ve bu durum onu dış dünya karşısında özgür kılar.
Prof. Dr. Ömer Naci Soykan, Schelling'in "felsefenin bütün kubbesinin kilit taşı" olarak tanımladığı sanat felsefesi, varlık kavrayışına dayalı doğa anlayışı, spekülatif fizik kuramı, Marx-Hegel diyalektiğini önceleyen "kutupluluk" kavramı, varoluşçu felsefenin köklerinde yer alan ve Heidegger üzerinde de etki bırakmış olan "Özgürlük Yazısı", mitoloji felsefesi, tarih anlayışı ile ilgili yaklaşımlarıyla Schelling felsefesini ana hatlarıyla ortaya koyuyor.
Schelling'in yaşamından kesitlerin de sunulduğu çalışma, çeşitli yapıtlarından seçilerek çevrilmiş önemli metinlerle kaynak bir eser olma niteliği taşıyor.