Modern Türk hikayeceliğinin babası sayılan Ömer Seyfeddin genç yaşta ölmesine rağmen Türk edebiyatında büyük iz bırakmış bir yazardır. Şiir ve hikaye yazmış, siyasi ve fikri yazılar kaleme almış, dil tartışmalarına katılmış, tiyatro oyununa el atmış, roman denemelerine girişmiştir. Genç Kalemler dergisinde "Yeni Lisan" isimli bir yazı yazarak dilin yabancı kelime ve tamlamalardan arındırılması görüşünü savunmuştur. Ama onu asıl öne çıkaran hikayeleri olmuştur. Hikayelerinde devrine göre sade ve anlaşılır bir dil kullanarak konuşma dili ile yazı dili arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışmıştır. Onun hikâyeleri "Mauppassant tarzı" dediğimiz olaya dayalı, "giriş-gelişme ve sonuç" bütünlüğü içinde ele alınan hikâyelerdir. Bu metinler konularını genellikle tarihten, günlük hayattan, âdet ve geleneklerden, çocukluk hatıralarından, masallardan alır. Ve bütün bunları da başarılı bir şekilde işleyerek canlı bir tablo gibi gözler önüne serer.