"Yaşanan keşmekeş bir hayat içinde başa gelen tüm iyiliklerde sen, tüm kötülüklerde kabahat bende mi? Ben böylesine taraflı soruyu sorarken bile seni suçladığımın farkında mıyım? Aslında sana iyilikleri bana kötülükleri bahşederken bile ne kadar sen olabiliyorum. Yapamaz insanoğlu. Suçlayamaz kendini, eğer ki bir adada tek başına kalmamışsan. Mutlaka ama mutlaka birileri vardır etrafta değil mi? Senin yüzünden diyebileceği. İyi ki varlar üstelik. Peki bambaşka bir göz baksa bize? Var mısın?
Hayır hayır hayır. O uydurmadan aile danışmanlığından veya varlığından bile şüphe ettiğimiz ütopik psikoloji denen bilimden bize dikilmiş bir gözden bahsetmiyorum. Korkma. Ne sen beni duyacaksın, ne ben seni. Bizde saklı kalacak bizi biz yapan saplantılı haklılığımız. Var mısın? Binlerce göz okuyacak satırlarımızı, binlerce fikir türeyecek onca akılda, hatta biliyor musun yüzlerce dil şakıyacak bizi. Ne sen duyacaksın, ne ben. Var mısın? Kazanan yok sonunda. Metin. Henüz kırkikisinde sen ve onbeşinde çoktan geç kalmış ben, yaşanan tek bir hayat. Kazanan olmayacak. Ne sen böbürleneceksin haklı bulunduğunda ne ben seninle gurur duyabileceğim haklılığında. Ders falan da olmayacak bu güzeller güzeli 'kızın'. Bilmeyecekki ne yapsın. Var mısın? Hadi gel benimle. Çırılçıplak soyunalım'baba', dökelim tüm gerçekleri bizi izleyen o gözlere. Birbirimize hiç olamadığımız kadar çıplak dikilelim karşılarına. Bir masal olsun birkaç haftamız. Yanımda kal ve bırakma beni. Ben de bileyim sen kimsin. Burada mısın? Metin sen benim hayatımda gerçekten var mısın?
Hadi gel benimle..."