İnançlar, değerler, ilkeler veya benimsenen dava uğruna kişinin bizatihi varlığını fedâ etmesi, böylelikle yaşamını, ölümünü ve uğruna öldüğü sebepleri kutsal bir mertebeye taşıması insanla birlikte var olagelmiştir. Bugün şehitlik olarak nitelendirdiğimiz bu olgu, gündelik hayatımızda sayısız bağlamda karşımıza çıkabilir. Toplumların politik yapısı, kutsalla olan ilişkisi, dünyayı anlamlandırma biçimi değişip dönüşse de şehitlik olgusu toplumsalın olduğu her yerde bir şekilde var olmaya devam etmiştir.
Günümüzde şehitlik söz konusu bilhassa medyada ve akademik literatürde bu olgunun İslam, terörizm ve şiddet ekseninde ele alındığı görülmektedir. Oysa şehitlik, herhangi bir tarihsel döneme ya da kültürel geleneğe özgü olmadığı gibi herhangi bir dinî gelenekle de sınırlı değildir. Batılı bilincin şehitlik idealini belirleyen ve Monoteist geleneğin ilk iki halkasını temsil eden Yahudi ve Hıristiyan geleneğinde şehitlik olgusunun nasıl anlamlandırıldığı ile ilgili Türkçe literatürde henüz kapsamlı çalışmalar bulunmamaktadır. Bu yönüyle elinizdeki eserin şehitlikle ilgili güncel tartışmalara yeni bir perspektif sağlayacağı ve din sosyolojisi ile dinler tarihi başta olmak üzere sosyal bilim disiplinlerine katkı sağlayacak bir kaynak kitap niteliğinde olacağı umulmaktadır.