İbrahim Akdoğdu; romantik ve duygu seli çağlayan gibi olan bir gönül adamı idi. Mehtabı görünce her şeyi unutan, hatta işini gücünü bırakıp, onu en iyi görebileceği yere giderek konuşlanan bir insandı.
Mehtap ve içki İbrahim'in ayrılamadığı iki arkadaştı. Mehtap; vazgeçemediği aşkı, içki ise; kırgınlık ve dargınlıklarını alıp götüren seldi. Şekerci İbrahim bu iki özelliğini hiç kaybetmedi; mehtabı seyretti, içkisini içti. Kafa buldu, yalpaladı, güldü, hüzünlendi ama içki denizinde boğulmadı. Çünkü içki onu hayal alemine götüren ve oradan dünyayı gözlerinin önüne getiren bir tılsımlı beyazlıktı!