Suç mu suçluydu, nedeni mi? Nedenler masum ise suçun adı neydi? "Onlar benim ailemdi! Suçsuzluğuma inanmaları için delile ihtiyaçları yoktu!" diyor Nisa. Kırılıyor, paramparça oluyor ama vazgeçmiyor. Varı yoğu iki kolu, iki bacağı! Biri de sakat üstelik. Ama çocukları istedi ya, 'Bizim annemiz sekoya gibi değil' dediler ya bir kez, o sekoya kadar güçlü olacak. Kararlı.
Anne olmayı seçiyor Nisa! Annelik zamanından çalacak her ihtimali, kariyerini, zevklerini, aşkını, gururunu birey olmanın vereceği tüm hazları elinin tersiyle iteliyor ama nafile! Bu kez de vazgeçtiği tüm roller, eksikliği gibi yüzüne çarpılıyor. "Olsun!" diyor Nisa. Öğreniyor zamanla, hayatın acımasız sürprizlerine hazır olmayı, gözyaşlarını içine akıtıp duvar örmeyi, o duvarla devleşip çocuklarını kötülüklerden korumayı…
Sekoya ve Ben, sıradan olmayı seçen sıradışı bir annenin, Nisa'nın hikayesi. Sınırları zorlamak değil, sınırların içinde kalabilmek bütün meselesi.