İstanbul'un hareketli sokakları, Semih Kılıçsoy için futbolun ilk sahnesiydi. Burada, eski bir top ve dar sokaklar, onun en büyük oyun alanıydı. Her öğleden sonra, okulun zili çaldığında, Semih ve arkadaşları bir araya gelir, mahallelerinin en iyi futbolcularını belirlemek için heyecanlı maçlar düzenlerlerdi. Bu maçlar, onlar için sadece bir oyun değil, bir tutku ve hayallerini paylaştıkları bir buluşma yeriydi.
Semih, bu sokak maçlarında her zaman öne çıkan bir oyuncuydu. Hızı, çevikliği ve topa olan hakimiyetiyle, arkadaşlarının ve mahallelinin takdirini topluyordu. Her maçta, gol atma becerisi ve oyun zekasıyla rakiplerini şaşırtır, takım arkadaşlarını coştururdu. Mahalledeki büyükler bile onu izlemek için dışarı çıkardı. Onlar, Semih'in oyununu izlerken, "Bu çocuk, bir gün büyük işler başaracak," derlerdi.