İsmi her ne kadar huzuru çağrıştırsa da teoride kontrol manyağı, pratikte ise bahtsız bedeviden hallice genç bir kadının kontrolden çıkan hayatı ve "Seni yeneceğim İstanbul" diye geldiği şehirden "Aç kollarını İzmir'im ben dönüyom" diyerek eğlenceli kaçışının hikayesi...
Doğru her bitiş bizi ne kadar üzse de yeni bir başlangıçtır ve ne büyük bir heyecandır düştüğün yerden kalkıp, temiz bir sayfa açıp yeni bir hayata başlamak... Umutlusundur ve de sabırsız. Artık can sıkıcı hiçbir duruma tahammülün kalmamıştır ve art arda yaşadığın üzüntülerden sonra büyük mutluluklarla ödüllendirileceğini düşünürsün. Tıpkı yaşadığı talihsizliklerden sonra yeni bir şehirde, yeni bir başlangıç yapan Mavi gibi...
Bundan sonra hayatının yolunda gideceğine ve mutlu olacağına sonuna kadar inanıyordu. Çünkü artık eskisinden de kontrollü yaşayacaktı hayatını. Sadece B planıyla yetinmeyecek, Z planına kadar tüm olasılıkları hesaplayacaktı. Evet, hayatı altüst olmuştu ama hissediyordu, altı üstünden çok daha güzel olacaktı.
Aslında başına gelen tüm talihsiz ve komik olayların iki sebebi vardı; birincisi beyniyle ağzı arasındaki çoğunluklu senkron bozukluğu, ikincisi ise hayatın içinde savrulup gitme ve bir daha toparlayamama korkusundan kaynaklı her an her şeyi kontrol altında tutmaya çalışma saplantısıydı.