İnsana uyumsuz bir elbise gibi giydirilen düzen, bir yandan kendi adaletsizliğinin öykülerini yazarken bir yandan yalnızca gözlerimize değil ruhumuza da kara perdeler çekiyor. Kemal Çevik, Sen Yüreğimdeki Yarayı Bir Görsen'de öykü evrenini işte bu perdeleri aralayıp insan sıcağıyla ısımak isteyenlerle buluşturuyor.
İnsanın insana yaptığı zulümleri okurken insanoğlunun empati kurabilen bir canlı olduğundan bir kez daha şüphe ediyoruz. Ezilenler, sömürülenler, hiçe sayılan emek, çocuklar, kadınlar; talan edilen doğa; görmezlikten gelinmenin vaka-i adiye olduğu hüzünlü yaşamlar yüreğimizdeki isyanlara süzülüyor. Empati kurmakla da yetinmiyoruz artık, ruhlarımızı o yaşamların tam ortasında buluyoruz. Acılarla solanların yalın ve çarpıcı dille berraklaştığı hayat parçacıkları…
Eşitlik içinde bir dünyaya güçlü bir özlem, bu dünyaya yüksek sesli bir ağıt…