Nisan yağmurlarının ilk damlasıyla ıslanır ıslanmaz kapanıp içindeki inciyi saklayan sedefler gibi, Dilber'in kalbi de Celal Bey'in aşkını sımsıkı kapatmış, içine ondan başka hiçbir arzunun ve hayalin girmesine izin vermiyordu. Bu kadar büyük bir serveti, rahatı geri çevirdiğinden yine bir esir olarak kalacak, hayatı yine ızdıraplar içinde geçecekti. Ama olsun! Aşkını ebediyen koruduğu için vicdanı her zaman huzur içinde olacaktı. Bu genç kız başka hiçbir şey istemiyordu. Saatlerdir her türlü yolu kullanarak kendini ikna etmeye uğraşan bu kadına daha fazla tahammül edemeyecekti. Suratına "Yeter artık!... Yeter!... Efendinizin hazineleri, mücevherleri varsa benim de gönlüm var. Efendiniz iyi bilsin ki onu serveti benim gönlümü asla satın almaz." diye bağırdı.