Çernişevski, politik ekonominin konusunun, Adam Smith ve yandaşlarının iddia ettikleri gibi zenginlik değil, insanın yaşamsal gereksinimlerinin en üst düzeyde karşılanması olduğunu belirtir: "İnsanın maddi refahı emekle üretilen nesnelere ve koşullara bağlı olduğuna göre, politik ekonomi bu maddi refahın bilimidir."
Onun "emekçiler teorisi" genel olarak burjuva politik ekonomisinin ve serfliğin eleştirisini, kapitalizmin analizini ve geleceğin sosyalist toplumunun ekonomik temellerinin araştırılmasını içerir. O zamana kadar yozlaşmış olan burjuva ekonomi düşüncesinin "doğal hukuk" ve "ekonomik özgürlük" dogmalarının parlak eleştirisi de Çernişevski'ye aittir.
Çernişevski ilkesel olarak sosyal bilimlerin ve politik ekonominin sınıfsal bir karakter taşıdığı sonucuna varmıştır. Sermaye ve Emek adlı yapıtında, egemen iktisat teorisinin, toplumsal gelişmenin her aşamasında sosyal ve ekonomik yaşamda egemen olan "sınıfın" çıkarlarını ifade ettiğini öne sürmüştür.
Çernişevski, Rusya'daki devrimci dönüşümün tahlilinde gerçekçiliğini korumuş ve ülkedeki egemen sömürü biçiminin yansıması olan kölelik hukukunun tasfiyesinin olanaklı olduğunu vurgulamıştır. Tüm çabasını Rus köylülüğünün aydınlanmasına ve kitlesel hareketinin örgütlenmesine yönelten Çernişevski, Rusya'da kapitalizmin gelişimini bir gerileme saymamış ve Rus köylüsündeki komünist-sosyalist eğilimleri net olarak görmüştür.