Tanımlanması en zor edebî tür belki de şiirdir. Tanımı dahi zorluk içerirken anlaşılması elbette güç olacaktır. Şiirin okurunda uyandırdığı his ve anlam, bu nedenle farklılık gösterebilir. Şiiri, diğer türlere göre yorumlanması güç kılan da bu farklılıklarıdır. Farklılık dediğimiz elbette şiirin hususiyetleridir. Şiir bir yandan belli bir form vaat ederken bir yandan bütün formları ihlal eden bir yapıya sahiptir. Sesin ve anlamın kullanımı, biçimin farklılıkları her şiir için ayrılık gösterebilir.
Oruç Aruoba (1948-2020) şiiri de belli bir tanıma ve sabit bir forma sahip değildir. Akademisyen, felsefeci ve çevirmen olarak bilinen Aruoba, yazma biçimi ve söyledikleriyle aynı zamanda özgün bir şairdir de. Ol/an (1994), Kesik Esin/tiler (1994), Geç Gelen Ağıtlar (1994), Sayıklamalar (1994), Ne ki Hiç (1997), Doğançay'ın Çınarları (2004) ve Meşe Fısıltıları (2007) olmak üzere yedi adet şiir kitabıyla Aruoba, 1990 sonrası Türk şiirinde anılması gereken bir isimdir.