Dış kapının kısa aralıklarla tıklatıldığını duyuyordum. Küçük bir topun çarpışına benziyordu ses. Çocuklardan biri sürekli şut mu çekiyordu ne? Ses duyduğum konusunda yanılmış olduğumu düşündüm. Geri dönecektim ki, boğuk sesli birisi: "Sesim sende mi?" dedi. Soru şaşırtıcıydı. Bakındım... Sağımda, solumda, karşımda kimsecikler yoktu. Soru yinelendi: "Sesim sende mi?" Önüme baktım o zaman. İki üç adım ötemde, yerde bir kurbağa duruyordu. Yüzü bana dönüktü. Elektrik ışığında, patlak gözleri uykulu görünüyordu.