Çaresizliğinde bir çaresi var aslında. Fakat onların tek çaresi olanaksız bir aşkın tutsağında mahpus kalmak, gökkuşağının altından geçememek gibi imkânsızı yaşamak.
Vedalar zordur sevdalara. Hele sessiz yapılan vedalar yaşarken ölmek gibi, kâğıttan yapılan bir gemi misali, hırçın dalgalara yelken açmak gibi...
Bu roman; Rize'nin bir dağ köyünde sefalet ve dışlanmışlığın gölgesinde hayata tutunmaya çalışırken, bir de imkânsız bir sevdaya tutulan on altı yaşındaki öksüz bir gencin yeni bir hayat kurma hayaliyle taşı toprağı altın olarak duyduğu İstanbul'a kaçmak zorunda kalan yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesidir.