Irak'ta yazar olmak zordu, bir Türkmen yazarı olmak daha zordur. Irak'ta Türkçe yazmak iğneyle kuyu kazmak gibidir, hem de Türkçe bir roman yazmak ve bütün zorluklara göğüs germek olağanüstü bir çaba harcamak demektir. Dilin engeline takılmak, konunun genişliğini kapatmak, muazzam boşlukları doldurmak, zaman üstü atlamak gibi olağanüstü bir teknik kullanmağa, yüzyıllık sessizlikten gümbür gümbür bir ses çıkarmağa ihtiyaç duyulmuştu. İşte (Sessizliğin Gizli Sesi) bir Türkmen romanı olarak bu görevi üstlenmişti...