Sevgi ve Cinsellik
Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Makale, psikanalizin varsaymaya zorladığı veya doğrulamayı mümkün kıldığı şeyden başka bir şeyi içermez. Bu nedenle, makalelerin bir “cinsellik kuramı” haline gelecek şekilde genişletilmeleri imkansızdır ve cinsel yaşamın bazı önemli sorunları hakkında hiç görüş belirtmemeleri anlaşılır bir durumdur. Ama bu yüzden sanılmasın ki yazar büyük konunun o atlanmış bölümlerini bilmiyordur veya önemsiz görerek ihmal etmiştir. Bu kitabın psikanaliz deneyimlerine ki kitabı yazmaya teşvik etmişlerdir, olan bağımlılığı ise konunun sadece seçiminde değil, düzenlenmesinde de kendini gösteriyor. Her yerde belli bir hiyerarşiye uyuluyor; rastlantısal belirleyici etkenler başa konuyor, doğal yatkınlıkla ilgili etkenler geri planda bırakılıyor ve ontogenetik gelişim (bireyoluş), filogenetik gelişimden (soyoluş) önce dikkate alınıyor. Çünkü rastlantısal unsur analizde esas rolü oynuyor, analizle neredeyse tamamen üstesinden geliniyor; doğal yatkınlıkla ilgili unsur ancak bunun ardından yaşantılamayla uyandırılan bir şey olarak ortaya çıkıyor ama değerlendirilmesi psikanalizin çalışma alanının çok ötesine geçiyor.
Devamını Oku