İslamiyet öncesinde şaman, kam, baksı, bahşı ve ozanlar; İslami dönemde ise meddah ve âşıkların anlattıkları Türk hikâyelerinin yanı sıra başka milletlerin edebiyatlarından tercüme edilen hikâyeler de ciddi bir ilgi ile karşılanmıştır. Bu hikâyelerden biri de Ahmed Nazîf'in Arapçadan çevirdiği Seyfü Zülyezen Hikâyesi'dir. Olağanüstülüklere dolu olan Seyfü Zülyezen Hikâyesi hakkındaki bu çalışma "Ön Söz", "Giriş", "Sonuç", "Kaynakça" ve "Ekler" dışında üç bölümden oluşmaktadır.