Tasavvuf ve tarikatlar sahası, yeni zamanlarda Müslüman aydınlar tarafından hem yer yer sertleşen bir tenkit ve tasfiye alanı hem de yeni şartlarda bir imkânlar ve açılımlar manzumesi olarak görülmüş ve yorumlanmıştır. Tenkit ve tasfiye hattı büyük ölçüde tasavvufun İslâm'a ve Müslümanların hayatına dışarıdan ilişmiş bir yorum, bir dinî anlayış ve hayat tarzı oluşuna odaklanmaktadır.
Buna paralel olarak tasavvuf ve tarikatlara ilim-bilgi bakımından da fiiliyat ve yaşama üslubu itibariyle de imkânları ve açılımları üzerinden yaklaşan yorumlar ve değerlendirmeler de vardır. XIX. ve XX. yüzyılda hususen İbn Arabî'nin fikirleri ve yorumları ile "vahdet-i vücud" meselelerine dair yazılanların bir kısmı böyledir.
Mehmet Ali Ayni'nin Şeyh-i Ekber'i Niçin Severim? Risâlesi, ikinci hat üzerinde ve Cumhuriyet'in ilk yılında telif edilen önemli metinlerden biri olmasıyla dikkat çekiyor.