"...Kendime döndüğümde farkına vardım ki anlaşılmadığımı zannederken asıl anlamayan benmişim. Anlamanın getirisi sessizliktir. Eğer diyecek bu kadar sözüm varsa, gidecek yolum da var. Söylenmesi gerekenleri söylemek, anıları uğurlamak ve ilerlemek istiyorum."
Salim Fikret Kırgi'nin romanı tuhaf gibi görünen karşılaşmaların, hatta başlı başına tuhaf olan her şeyin aslında sıradan şeyler olabileceğini, insanların durumları nasıl da kendilerine göre şekillendirebildiklerini göstererek başlıyor. Bir şehirlerarası vapur yolculuğunda iki yabancı karşılaşıyor; hikâyesini yazması için birini arayan medyum ve anlatacak hikâye arayan yazar... Sonra iş, bir medyumun kişisel tarihinin anlatılmasına kalıyor ve yazılmasına! Rüyalarda görülüp malum olanlar, yıldızların tayin ettiği kader çizgileri...
Seyrüsefer, kapısı görünenin ardındaki öte âlemlere de açılan, içeri gireni kolay kolay bırakmayan bir ilk roman…