(...) Yüzü bir vitrin mankenininki kadar donuktu. Konuşmak için ağzımı açtığımda, önceki gece olduğu gibi, sesimin çıkmadığını fark ettim. Korkudan bayılacakmış gibi hissediyordum. Üşümem geçmiş, deli gibi terlemeye başlamıştım. Piyano müziği devam ediyordu ama daha ritmik bir melodiye dönüşmüştü. Birden, Raşel'in müzik eşliğinde bir şeyler söylediğinin farkına vardım. Çalan melodinin ritmine uydurarak sürekli aynı şeyleri söylüyordu ama ne dediğini anlayamıyordum. (...) ağzı, takılmış plak gibi bir noktada kalıp sözcükleri geri sarıyormuşçasına hareket ediyordu. Daha da yaklaştım. Saç diplerime dek tere batmıştım ve deli gibi nefes alıyordum. (...) birden söylediği sözcükleri anlamaya başladığımı fark ettim: "şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko şeytan disko..."
Çocukluktan beri yaşadığı trajedileri atlatamayan Deniz, çareyi medyum tanıdığının yanına gitmekte bulur. Onun da yönlendirmesiyle ilkgençliğinde yaşadığı, kâbuslara neden olan korkunç olayın peşine düşer. Bir yandan da imkânsız bir aşkın ve sakinleştirici ilaçların pençesinde çırpınan genç kadını dehşet dolu günler beklemektedir.
Oğlak Yayınları, Türk korku ve polisiye edebiyatının usta kalemi Yaprak Öz'ün, Şeytan Disko romanını Maceraperest Kitaplar arasında yayımlamaktan gurur duyar.