Cin ve Şeytaniman ile ilgili bir konudur. Bu konuyu Müslümanca ele alacak olanlar, Kuranın ve Onun tefsiri olan Sahih Sünnetin ilgili beyanlarını göz ardı etme lüksüne sahip değildirler. İşte Kuranı ve Sahih Sünneti esas alan İslam Kelam Metoduna göre hazırlanmış olan bu çalışma, özellikle şu noktaları vurgulamak üzerinde yoğunlaşmıştır. Cinler, kızgın gaz kökenli bir varlık türüdür. Bu türün atasının adı Canndır. Ademden önce yaratılmış olup, kendisi ve soyu Allaha ibadetle, yani arzın yaratılış hikmetine uygun olan imar, ıslah ve ikmal düzenini gerçekleştirmekle vazifelendirilmiştir. Ancak, onlar bu vazifelerini yerine getirmemişler, bozgunculuk yapmışlardır. Bunun üzerine, Yüce Allah onların yerine insanların atası Ademi yaratacağını, arzın hakimiyetini Ona ve oğullarına vereceğini, cinlerin yerine getirmedikleri vazifeleri onlara yükleyeceğini meleklere ve cinlere bildirmiş, saldırmazlığı ve saygı duymayı ifade etmek üzere Ona secde etmelerini emretmiştir. Melekler ve İblis adlı cinden başka bütün cinler bu emre uymuşlardır. Arzın hakimiyetinin kendi soyunun elinden alınarak, aşağı kabul ettiği toprak kökenli Ademe ve oğullarına verilmesini içine sindiremeyen İblis, kendi muhakeme ve hür iradesine dayanarak bu emre uymamakta direnmiş, pişmanlık duymadığı ve özür dilemediği için lanetlenmiştir. Ancak, mutlak adaletin gerçekleşmesi için, Yüce Allah İblisi helak etmeyerek, insanların son bulmasına kadar Ona yaşama ve Ademe olduğu gibi, oğullarına da düşmanlık etme fırsatını vermiştir. Böylece,insanların nefisleri yanında, ikinci bir düşmanları daha ortaya çıkmıştır.
Allaha isyan etmek cinlere mahsus değildir. İnsanlardan da kendi hür iradesi ile Allaha isyan edip, özür ve af dilemedikleri için, şeytan olanlar, yani Allahın rahmetinden kovulmayı hak edenler olabilmektedir. Şu halde, gerek cinlerden, gerekse insanlardan, şeytan olanlar, bu duruma doğuştan değil, sonradan kendi seçimleri ve muhakemeleri ile gelmektedirler. O halde kader mağduru yoktur. Çünkü kader; mutlak adalet ölçüsüdür. Mutlak adalette mağduriyete yer olamaz ve Allahın kurbana ve günah keçisine ihtiyacı yoktur. O halde Şeytanı bir tanrı derecesine yükseltenler, Onu ve onun yolunu seçenleri kader mahkumu ve günah keçisi olarak seçilmiş gören senaryolar sapık olduğu gibi; yaratılıştan suçlu kabul edileceği, bunun ise Allahın adaletine uymayacağı endişesiyle Şeytanın varlığını inkar ederek bu ismi bütün yaramazlıkların sembolik bir ismi olarak yorumlayanlar da sapıktırlar.