Ben kimi kimsesi olmayan biriyim ve kendimi bildim bileli fakirlik içerisinde yaşıyorum. Çoğu zaman karnım aç uyudum ama benim asıl umurumda olan durum bu değildi. Ben karnı doyunca yüzü gülecek biri değilim. Zaten karın tokluğu insanı asıl mutlu eden şey olmamalı. Benim ruhum aç, ruhumu doyurmanın yolunu arıyorum. Şöyle düşünüyorum ki ancak gerçek hazineye ulaşınca ruhum doyacak. İşte o zaman gerçek mutluluğu yaşayabileceğim. Huzuru iliklerime kadar hissetmenin yolu bu."
Zahid'in barakasında başlayan arayışlar, onu sorularla ve imtihanlarla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Haseviye'den Muhkem'e, Muhkem'den çölün bilinmezliğine doğru yapılan yolculuk, Zahid'in sorularına cevap olabilecek midir? Umut Durukan, yalın anlatımıyla dönem dönem her insanın aklını kurcalayan sorulara yanıt bulmaya çalışıyor.