Sesim değişmişti bir kere. Sesimle birlikte tüm hayatım da değişiyordu. O ürkek ve duygusal şair değildim artık. Doğrusu kimsenin gözünde hiçbir şey değildim. Uzun zamandır kendisinde değilmiş gibi gezen ben, kendime gelmiş ve bu başarımla beraber insanlar tarafından dışlanmıştım. Güller bahçesine gelmeden önce, katıldığım bir radyo programında olmuştu son insanla konuşmam. Gece yarısı;
"Ne verir bize dağlar, ormanlar ve yaylalar… İçerdeki ormanda, kaybolmuşsak biz kullar" diyerek bitirmiştim radyodaki konukluğumu. Dışarı çıktığımda kafamdaki şelale de coşup kudurmuştu. Elbette ki bu durumda, duymadım korna morna… Yatıverdim caddeye, kafamda; gürül gürül şelale…
Kitaptan
Eğer bir kitabın arka kapağına yazı yazıyorsanız aslında yazarın arkasından konuşuyorsunuz sayılır. Üstelik okur genelliklene yazık ki mecburen önce arka kapağı okuyarak başlar kitapla ilişki kurmaya. Yani benim yazdıklarım Berrin Karakaş'ın yazıkları hakkında size bir şeyler söyleyecek. Siz de kitabı okumaya ve ya okumamaya karar vereceksiniz. İşte bu bana ağır bir sorumluluk yüklüyor. Ama bencilce bir başka sorun daha var: Aslında arkasından konuştuğunuz yazarın arkasında da duruyorsunuz. Yani bir yazar olarak bir başka yazarın sorumluluğunu alıyorum. Evet Alıyorum… Üstelik bunu daha çok yapmayı istediğim halde ilk kez yapıyorum. Sizi yazı cinnetine düşmüş, yazılarca savrulan bir yazarın kitabına ve sahici edebiyata çağırıyorum.
- Cem Mumcu