Şia, kıyamlarla özetlenebilecek nitelikte bir tarihe sahiptir. Bu kıyamlar hicri 51 yılından 260 yılına kadar "imamet" ile doğrudan bağlantılı bir şekilde devam etmiştir. Ancak bu tarihten sonra imamet ile olan bağı doğrudan sağlama imkânından yoksun olsalar da imametten aldıkları mirasla kendi mekteplerinin devamlılığını ve rengini kandan alan çehresini muhafaza edebilmişlerdir. Bu hareketlerin ve kıyamların ortaya çıkmalarına yol açan koşulları, şartları, sebepleri ve sahip oldukları hedefleri araştırmak, incelemek ve bu konuda derinleşmek bizi görkemli bir tarihle tanıştıracaktır. Ancak bundan daha da önemlisi tek kıble, tek kitap, tek imam ve tek ümmet esası üzerine yükselecek bir toplum oluşturabilmek için tarihin imamet çizgisinde Şia'nın devrimci kişiliğinden beslenmemizi ve ondan faydalanmamızı sağlayacaktır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Şii nitelik taşıyan kıyamlar ve devrimler; itikadi, siyasi, kültürel ve askeri birçok boyuta sahiptir. Her şeyden önce İslam'ın kendi zengin itikadî muhtevası, bu kıyam ve hareketlerin en önemli sebebidir. Belki de dünya tarihi böylesi kıyamlara çok nadiren şahit olmuştur. Şii hareketler bu itikadî temeller sayesinde tarih boyunca toplumda bu denli yaygınlaşıp, derinleşebilmiştir.
Bu sebeple ezilenler bu kıyamlara kucak açtılar, onlara mali, askeri yardımlarını esirgemediler ve tebliğ ve propaganda faaliyetlerinden geri durmadılar. Tarih boyunca Şii hareketlerin hedeflerinin açık olduğu, hakkı talep ettiği, mazlum ve kimsesizleri desteklediği, halka dayandığı, tevhide dayalı bir iktidarın kurulması için çalıştığı ve hareketin lider ve önderlerinin samimi ve ihlaslı olduğu herkesin bildiği bir gerçektir.