İlk Üç Halife Bağlamında
Kur'ân-ı Kerîm vahiy yoluyla 23 yıl zarfında Hz. Peygamber'e indirilen, tevatüren nakledilen okunmasıyla ibadet edilen mu'ciz bir kitaptır. Hz. Peygamber döneminde yaşanmış olaylarla ilgili inen Kur'an âyetleri o dönemi daha sağlıklı bir şekilde anlamamıza ışık tutmaktadır. İslâm'a giren halkların bu gerçeği göz ardı edip kendi birikimlerine dayanarak Kur'ân-ı Kerîm âyetlerini tefsir etmeye ve sahip oldukları inançları Kur'ân üzerinden temellendirmeye çalışması onun asıl anlatmak istediği gerçekleri yanlış anlamalarına neden olmuştur. Bu sebeple vahyin indiği Arap toplumunun yapısı, nüzul şartları, siyak-sibak ve Kur'ân'ın vaz' ettiği ilkeler göz ardı edilerek yapılan te'vîller de haliyle hakikati yansıtmaktan çok uzak kalmıştır. Özellikle Kur'an'ı mezhebî saikler veya indî görüşler doğrultusunda tefsir etmek ise bambaşka sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Zira kimi müfessirler kendi mezheplerini desteklemek, korumak veya diğer mezheplerin görüşlerine karşı koymak için âyetleri te'vîl etme yolunu tercih etmiştir. Mezhebî taassup ile yazılan tefsirlerin vardıkları uç noktaları göstermesi açısından Şiî rivayet tefsirleri oldukça önemlidir. Nitekim bazı Şiî müfessirlerin âyetleri tefsir ve te'vîl ederken bazen aşırı gittikleri ve insaf dairesinin dışına çıktıkları bilinmektedir. Bu nedenle çalışmada ilk dönem aşırı Şiî fırkalardan itibaren Şîa tarafından aslından uzaklaştırılarak te'vîl edilen âyetler ele alınmıştır.