İnsanların şeyleştirildiği, hiçleştirildiği günümüz dünyasında; sorumluluk duyan vicdanlı birey olmak yerine, bireyciliğin ve bencilliğin her şeyin önüne geçtiği, duyarsızlığın tavan yaptığı, insan ilişkilerinde çıkarın belirleyici olduğu bu dünyada sanatın özelde de şiirin insanı onaran ve ona duyarlılık kazandıran gücüne inanıyor. Kitapta yer alan şiirler, ana tema olarak insanı ve onun geleceğini gözeten bir anlayışı önceliyor. Veysel Çolak, insana dair olay, olgu, duygu ve düşünceleri hayatın içindeki çelişkilerle birlikte ele alıyor, insanın geçmişte ve günümüzde yaşadığı acıları hayatın bütünü içinde art zamanlı ve eş zamanlı kurgulayarak lirik bir söyleyişle insanlık trajedisine dönüştürebiliyor. Bu anlamda şiir alımlayıcısını daha derin düşünmeye, kendisiyle yüzleşmeye ve sorgulamaya çağırıyor. Böylece okura da bu dünyada tarafını seçmesini, bilinçli bir birey olarak sorumluluk alması gerektiğini hissettiriyor.
"Beni şaşırtacak bir şeyler olsun / hiç kimse yalansöylemesin mesela / bir baba aldatmasın çocuğunu / sadece
sevgilisini özlesin her delikanlı / işçiler yeniden çıksın alanlara/ hiçbir kadın kalbime saldırmasın..." (s.9)