Baştan başlamak üzere her şeyi siliyorum. İsimleri, resimleri, anıları, acıları, belleğimin kuytularını, içimin izbelerini, kalbimin odalarını, gönlümdeki istifleri, gizli çekmeceleri, sandıkları, dolapları her şeyi boşaltıyorum. Birer birer atıyorum içindekileri. Unutuyorum olup bitenleri. Zihnimden yok ediyorum. Her şeye yeniden başlayacağım. Sil baştan. Yapabilecek miyim? Başka şansım yok. Onlardan kurtulmalıyım. Beynim hurdalık. Bir mezbele gibi belleğim, çer çöple, öteberiyle dolu. Kelimeler, vecizeler, şiirler, kitaplar, yüzler, sesler, ezgiler, ölüler, düşler, hayal kırıklıkları, ihanetler, mahcubiyetler, sırlar… Tümünden kurtulmalıyım. Her şeyi unutmalıyım. Unuta unuta yenileneceğim. Bildiklerimi yok edeceğim. Cahilleşmeliyim. Sil baştan başlamalıyım. Başlangıçta korkuyordum. Her şeyi unutmak, ölüm gibi geliyordu. Oysa ölüp ölüp dirilmek gerekiyormuş. Bırakmak, terk etmek, atmak… Çekip gitmek, ardına bakmadan, geriye dönmeden uzaklaşmak, kendini her şeyden kaybetmek gerekiyormuş…