" 'Sürüden ayrılanı kurt kapar!' Sıradan, tekdüze, kendine razı insanlar için söylenmiş bir sözdür bu! Aslında 'böylelerini' sürüden ayrılmasa da kurt kapabilir! Hayrullah Mahmud'u tanıdığımda çocukluktan henüz geçilen bir yaşta idi! Beni cezbeden özelliği 'sürüden ayrılanı kudun kapamayacağını ispat edercesine bir hayat çizgisinde koşturması oldu. İşte elinizde tuttuğunuz bu kitap, böyle bir gazetecinin, yazarın eseri!.."
Öcal Uluç-
Hayrullah Mahmud son yıllarda tanıdığım en ilginç gazetecilerden... Bilgi yüklü... Entelektüel birikimi yüksek...
Aslında gazete için yapıyor röportajlarını... İsimlerini titizlikle seçiyor, günlerce çalışıyor... Sonra gidiyor, soruyor; hatta adeta kibarca sorguluyor... Çünkü, alışık olmadığımız bir üslup kullanıyor... Öyle yapmakla da iyi yapıyor...
Batılılar'ın 'gazetecilik yarı edebiyattır' dedikleri boyuttan kaleme alıyor yazılarını... Sanki yazdığı, gazete yazısı değil de bir edebi roman...
Can Ataklı-
Bugün gelinen noktanın ötesinde gazete, daima birilerini rahatsız eden, araştıran, soruşturan, kuytularda kurulan kirli tezgâhları ortaya koyan bir yayın organıdır. Onun için, kimilerinin gözünde gazeteler birer 'domuz'dur. Ama, tüm pislikleri yiyen, ortada hiç pislik bırakmayan birer domuz... Benim bu satırlardan, bu kitaptan amacım, gazetecilik mesleğine gönül vermiş birisi olarak, çağın ruhuna dünden bugüne eskimeyen değerlerle hitap etmek...
Onun için 'domuzluk zamanı' diyorum...
Tüm gazetecileri tüm pislikleri yemeye, her boyuttaki kirli ilişkileri ortaya dökmeye davet ediyorum...
Hayrullah Mahmud-