Sınırları insanlar koyar, ötekiler diye nitelendirdikleri için. Geçmeyi denersiniz çelik kadar sert ve acı vericidir bu sınırlar. Modern dünyanın size sunduğunu sandığınız özgürlükler ilkin çekici, kapsayıcı insan haklarının savunucusu gibi görünür.
Doğanın kucaklayıcı sakinliğini içine gizlenmiş tehlikelerle sarıldığını bile fark edemezsiniz! Çünkü geride bıraktığınız topraklarda rahat değilsiniz! Dar gelir oralar size, içinizde dipsiz bir sancı bilmediğiniz ülkelerin cazip olduğunu fısıldar size. Ayrılığın ayak sesleriyle sürüklenir ve gurbet kervanına katılırsınız. Kim bilir kaç yıl geçecek, doğup büyüdüğünüz topraklara dönmeniz. Buram buram hasretin tüttüğü Yeniceoba... "Sana gözyaşlarıyla değil, sıcaklığınla sohbet etmeye geleceğim," diyecek iç sesiniz. Umut denilen direnme zamanı var ya sizi ayakta tutan o'dur. Sınır boylarında açlık, acı, talihsiz olaylarla geçen dramatik bir yolculuğun anlatıldığı anı romanıdır... Hikayeler birbiri ile örüldükçe, inanılmaz akıcı ve entrikalarla dolu bir kitap okuduğunuzu fark etmiş olacaksınız.