Modern bir ideoloji olarak milliyetçiliğin doğuşu; ulus devletlerin, ulusal kimliklerin ve sınırların kurgulanmasını beraberinde getirdi. İç içe geçen bu kurgular, birbirini zorunlu kılıyor ve birlikte kitleleri yeniden biçimlendiriyor. İşte buradan hareketle, Sınır Kurguları: İran Ulusunun Şekillenmesi (1804-1946), İran ulusal kimliğine ve sınırlarına dair kurguların ortaya çıkışını ele alıyor.
Profesör Firoozeh Kashani-Sabet, bu çalışmasında 19. ve 20. yüzyıllara odaklanarak İran sınırlarının oluşum sürecini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Osmanlı İmparatorluğu, Azerbaycan gibi sınır komşuları ile İngiltere, Fransa gibi "büyük" oyuncuların etkisini incelikle ele alan yazar, kapsamlı bir arşiv çalışması gerçekleştiriyor.
Coğrafyanın siyaset ile ilişkisine odaklanan Kashani-Sabet, toprağın vatana dönüşümü ve yeni bir disiplin olarak kartografya çalışmalarına verilen önem üzerine özgün katkılar sunuyor. Milliyetçilik ve toplumsal cinsiyet ilişkisinin yanı sıra sembol ve isim tercihlerinin siyasal karşılıklarını inceleyen yazar, çağdaş İran toplumunu anlamaya yarayacak ipuçlarının peşinden gidiyor.
Sınır Kurguları, Muhammed Rıza Şah'ın 16 Ocak 1979'da İran'dan ayrılışına dair o ünlü sahneyle başlıyor. Her hükümdarın "atalarına ait İran toprağından bir parçayı yanına alarak ayrılışı", 37 yıl önce babasının ayrılışını hatırlatıyor ve benzer şekilde hikayeleştiriliyor. Kashani-Sabet'in "Bu basit hareketin simgesel değeri neydi?" sorusu kitabın kalbini, olağanüstü gücünü ve özgünlüğünü biçimlendiriyor. (…) Sınır Kurguları, her şeyin özenle hazırlandığı, güzelce işlendiği, okuması keyifli bir kitap. İnsanı içine alan ve düşündüren bir eser. İran ve Ortadoğu'nun ötesinde, modernite ve milliyetçilik öğrencileri için vazgeçilmez bir okuma.
-Afsaneh Najmabadi, Comparative Studies in Society and History