Gerçekten de günümüz insanının zihni, entelektüel düzeyi ne olursa olsun, dünyayı ancak ve sadece rastlantısal ya dabilinçli olarak harekete geçirildiği takdirde onda her türlü olağanüstü itkiyi uyandırabilecek verileri değerlendirmek suretiyle kavrayabilir. Zihnindeki her düşüncenin akış hızını süreklietkileyen bu itkiler; insanın işlevlerinin giderek birbirlerine göre daha da uyumsuz hale gelmesine neden olur, ki bu durum son derece acıklı sonuçlara gebedir. Hiçbir insan, hatta gündelik hayatta karşısına çıkan anormal durumların etkilerinden kendilerini bir ölçüde soyutlamayı başarmış ve söz konusu koşullar üzerine ciddiyetle kafa yormaya niyet etmiş olanlar bile, örneğin geride bıraktıkları her 10 yılın hayatlarını kısalttığı gerçeği karşısında dehşete kapılmaktan kendilerini alamazlar.