Kitle kültürü karşısındaki durum alışımız açısından yaptığımız tespit/tefrik belirleyici bir önem taşımaktadır. Kitle kültürünü kapitalizmin kaçınılmaz bir sonucu saydığımız ölçüde, kültürel alan bir direniş ve mücadele imkânı olmaktan çıkacaktır. Kapitalist hegemonyanın bir izdüşümü olmaktan da böylece kurtulamayacaktır. Kapitalizm burada kötü huylu bir hücre gibi bütün bünyeye yayılma dürtüsüyle kendi varoluşunu sürdürme ihtiyacı duymaktadır. Bu durumda yapılabilecek tek şey kanserli hücreyi imha etmek olmalı. Başka deyişle kitle kültürüyle baş edebilmek için kapitalizmle baş etmeyi bilmek gerekir. Sivrisinek- bataklık teşbihinde olduğu gibi, batağı kurutmadıkça sinekten kurtulmamız söz konusu olmayacaktır. Zira kapitalizm, bizatihi kendi doğası sebebiyle insanileşme yetisini gösteremeyecektir. Bütün hayatı bir bataklığa dönüştürme arzusu kapitalizme muhtaç olduğu kudreti vermektedir. Kültür de bu kudreti ona sağlamakla mistifikasyon işlevini yerine getirecektir.