Tanzimat Fermanı'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu için zor bir dönem başlamıştır. Çocuk yaşta tahta çıkan padişahın annesi Bezmiâlem Valide Sultan, hayırseverliği, sanata düşkünlüğü ve zekası ile herkesin gözbebeğidir. Bu çalkantılı günlerde bir yandan oğlu Padişah Abdülmecit'e destek olmaya çalışır, öte yandan himayesine aldığı genç kadınları eğitir, onlarla müzik ve edebiyat sohbetleri yapar.
Ceride-i Havadis'in yazarlarından idealist bir genç kız Yüsra kültürüyle, kısa zamanda sultanın gözdelerinden biri olmayı başarır. Sultanın gözünde Yüsra, ideal bir Osmanlı kadını olmaya adaydır. Ancak Yüsra'nın yaşamı, aşka teslim olduğu anda başka bir rüzgâra kapılacak, genç kız kendini tehlikeli bir yolculuğun içinde bulacaktır.
"Her varlığın ve hissin bir nihayeti olduğuna göre aşkın da vakti geldiğinde sonlanması tabiydi. Fakat her şey 'son' denirken esasında başka bir şeye dönüşmüyor muydu?"
Nar-ı Aşk, Itri, Meluncanlar gibi romanlarıyla tanınan Mine Sultan Ünver, Bezmiâlem Valide Sultan'ın yaşamından yola çıkarak "Osmanlı kadınları özgür müydü?" sorusuna cevap arıyor.