Trabzon'da yaşayan Dikran, on yaşında bir çocukken, bütün ailesi tehcir sırasında gözlerinin önünde öldürülür. Beş altı ay ormanda gizlenen Dikran, çeşitli otlar ve yabani meyvelerle karnını doyurur, kaya diplerinde ya da ağaçlarda uyur. Ormana yakın köylerin bahçelerinden marul, patates, fındık vs. çalar. Bir evin altındaki kümesten yumurta çalacakken ev sahibine yakalanır. Evin sahibi İdris ve eşinin çocuğu olmamıştır. Bir süre Dikran'ı saklarlar ve ona "Ömer" adını vererek nüfuslarına geçirirler. Dikran bundan sonra Ömer olarak altmış yedi yıl yaşar. Askere gider, evlenir. Kalp krizi geçirdiğinde hayatını kurtaran hemşireye altmış yedi yıldır içinde sakladığı sırrını anlatır. "Tenekeleri yere bırakır bırakmaz eve doğru koşmaya başladım. Ahıra girip tabutuma uzandım. Kancaları ve çivileri yerlerine taktım. Babamın gelip beni çıkarmasını beklerken uyuyakalmışım... Ne kadar uyudum bilmiyorum. Her saklandığımda, sessiz ve hareketsiz yatmam gerektiği için uyuyakalıyordum. Babamın şifreli vuruşlarını duyunca uyandım. 'Tık tık tak, tık tık tak, tık tık tak…' vuruşları bitince içeriden kapağı açtım. Elimden tutarak beni tabutumdan çıkardı babam…"