Kelâm ilmi, müslümanların tarih boyunca ortaya koydukları en temel ve en kompleks bir ilim dalı olmasının yanısıra, diğer İslâmî ilimleri de yakından etkileyen bir ilim dalıdır. Hz. Peygamber ve sahabe döneminde bulunmayan bu ilim dalı, müslümanlar arasında ortaya çıkan çeşitli siyasî ve itikadî tartışmalarla ilgili farklı yorumların bir sonucu olarak doğmuştur.
Bu ilim, "kelâm" ismini almadan önce, bu konudaki araştırmalar ve eğitim-öğretim faaliyeti ders halkaları şeklinde devam ederken, hicrî I. asrın sonlarında akâid alanında çeşitli risâleler yazılmaya başladı. Hicrî II. asırda ortaya çıkan Mu'tezile, özellikle akılcı yöntemle ortaya çıkarak itikâdî tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Onların yaptığı ilme "kelâm" denildi ve bu isim daha sonra Ehl-i Sünnet tarafından da benimsendi.
Sistematik kelâm, itikâdî konuları tasnif ederek bir sistem içinde izah eden bir ilim dalıdır. Çünkü itikâdî konular, Kur'ân'da ve hadislerde tasnif edilmiş şekilde olmadığı gibi, mezhepler tarihi kitaplarında her mezhebin görüşü ayrı ayrı anlatılmaktadır. İşte sistematik kelâm, hem temel kaynaklardaki itikâdî bilgileri bir araya toplamakta, hem de değişik kelâm ekollerinin o konudaki görüşlerini ilgili başlık altında incelemektedir. Elinizdeki Sistematik Kelâm, "varlık, bilgi, ulûhiyet, kazâ ve kader, insan fiilleri, nübüvvet, âhiret, imâmet, imân ve islâm" konularını ihtiva etmektedir.