Bu kitapta okuyacaklarınız, Türkiye'nin kuşatılmışlığının ve işgalinin uzantısı olan sinsice kurulmuş tuzakların, önemli bir anatomisidir. Küresel faşist düzenin, yeni iktidar yaratma biçimlerinin önemli unsurları olarak tasarlanan sivil toplum örgütlerinin, yaptıkları güdümlü, çıkar amaçları faaliyetleri, Türkiye'nin sömürgeleştirilmesi sürecinin gözle görülür halkalarındandır.
Batı emperyalizminin günümüz dünyasındaki araçlarından olan sivil toplum örgütleri; Türk Ulusu'nun yeni liberal değersizliklere uyumunu sağlamayı, yükselen alçak kavramlarla bilinçsizliğini sağlayarak Türklük kimliğini sarsmayı, ekonomik, toplumsal ve siyasal açıdan yitirdiği bağımsız konumundan doğan sorunları, devletle arasına yerleştirerek, ulus-devlet yapılanmasına karşı ulusal tepki doğurmayı hedeflemektedir.
Bu hedefe ulaşmak için satın alınan akademisyenler, siyasetçiler, öğrenciler sürecin önemli parçaları olarak görmektedir. Bu sözde sivil toplum hareketi süreci, devlet ve ulus ilişkisini düşmanlıklar yaratarak, sorunlu duruma getirme çabasını sürdürürse, avuçlarımızdan kayan vatanın ve Türklüğün değeri ortadan kalkacaktır. Artık kralın çıplak olduğunu söylemeye gerek kalmamıştır.