Sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran Henry David Thoreau'dur. İyi bir doğacı ve çevreci olan Thoreau'nun 1849'da yayınlanan Sivil İtaatsizlik kitabının yankıları 20. yüzyıl başında Gandhi'ye, ortalarında ise Martin Luther King'e ve onları izleyen binlerce adalet yanlısına kadar uzanır. Görüşleri ile milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir. Thoreau Sivil İtaatsizlik kitabına "En iyi hükümet en az hükmedendir," diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk ve daha sistemli işlediğini görmek olduğunu belirtmiştir. Çoğunluk hükümetinin her durumda doğruluk üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau, "iyi ve kötü üzerinde çoğunluğun değil yalnızca vicdanların karar verdiği bir hükümet olmaz mı?" diye sorar. Thoreau, vicdanı dolayısıyla insan onurunu ve bunlardan hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini esas almaktadır.