"...Silahım yok, üstelik o ölürken ben en az yüz elli verst uzaktaydım; fakat bu cinayetten sorumluyum. Çünkü beş yaşından beri böyle bir ölüm olsun diye beklemiştim. Tanrı biliyor, hiç bilmese de sorun değil.
Sokak ve oyun arkadaşım Victor, önceki pazar kiliseye gitmedi diye iki papazın hışmına uğramıştı. Onu döve döve götürdüklerini hastanenin bahçesindeki küçük evimizin penceresinden gördüm. Babam papaz değil doktordu, ama o papazlardan tek farkı; arada bir giydiği beyaz bir önlüktü. Anneme ve bize Victor'u sürükleyen papazlardan daha az zalim davranmazdı. İşte o günün akşamı Tanrı da babam gibi beni kaybetti..."