Velhasıl 1547'de verilmeye başlanan bu emekler, meyve verme arifesine ulaştı en sonunda. Şimdi gelin Haykların ''millet-i sadıka''dan uzaklaşarak canileştiği süreci anlatmaya başlayayım. İnsanlığın halen yaşadığı gerçeğini yüzyıllarca sağladığı adalet ile ispat eden Türk milletinin -üstelik bu adalete en çok ihtiyaç duyan ve ihtiyacı Türkler tarafından karşılanan Hayklarca- nasıl katledildiğini, nasıl soykırıma maruz bırakıldığını, kanınızı donduracak o vahşet anlarına nasıl reva görüldüğünü tek tek anlatacağım.
Bütün bu zulmü yaşamaları yetmezken sözde insanlık savunucularının iftiraları da başka bir utanç vesikası olacak bu ikiyüzlü batı medeniyeti adına! Tekrar söylüyorum ki geçmişte Türklere yapılan bu katliamları engelleyecek gücüm yoktu, sadece şahit oldum içim acıyarak. Keşke elimden bir şey gelseydi. Bunun kahrından bir nebze olsun kurtulmak adına vahşeti durduramadım, bari bu katliamlara maruz kalan Türk milletine şu dönem atılan iftiraları çürüteyim. İnsanlık onurunu ayaklar altına alan canilerin zulümlerini durduramadım, bari o zulmü yaşayan Türklerin torunlarına atılan iftiralara ''Dur!'' diyeyim. Türklere karşı yapılan bu insafsız ''Siya(h)set''i, tarihin derinliklerine gömeyim! Bana kulak verin, vicdanlarınızı açın ey insanlık!!!