"Sence Sezen Aksu kime diyor aykırı çiçek diye?"
"Kalana besbelli."
"O zaman gitmek icap eder."
"Herkes gitmiş diye gidilir mi?"
"Herkese inat kalınır mı?"
Dünyanın en boğucu sabahları, uyanmak istemediğin bir güne gözlerini açmanla başlar. Eninde sonunda çıkarsın o yataktan, kalkarsın ayağa...
Ve yeniden uyuyabilmek için akşamın gelmesini beklersin.
Tıp fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Karaca, öğrenim gördüğü hastaneye gelen çağrı ile yıllar önce evi terk etmiş abisinin boks müsabakasına gittiğinde pek de rayında olmayan hayatının tamamen rayından çıkacağından bihaberdi. Seçimler yapıldı. Kararlar verildi. Gece sona erdi. Boğucu sabahlar başladı... Ardından ona bir seçim şansı verildi: Ya ölenin gittiğini kabullenecek ve yasını sessizce, hayatına kaldığı yerden devam ederek tutacaktı ya da düşmanla işbirliği yapacak ve gerçekleri tırnaklarıyla kazıyacaktı geçmişin tozlu duvarlarından.
Bir şüphenin peşinden...
Kurşun kurda atıldı ama karacayı deldi.