"Karşılaştığımız bu 'politik' İslâm belki 'iktidara' bile gelebilir. Amagerçek anlamda toplumsal yaşantıyı dönüştürme yetisine sahipdeğildir. Bunun temel nedeni ise, İslâmi projelerin İslâm'dan ve tektanrıcı dinlerden bile önce toplumsal yaşama içkin olarak bulunanbir 'heteroloji' bilgisine sahip olmamaları, hattâ ifade edildikleriyerde onlara katlanamamalarıdır. 'Bizim iktidarımızda her görüşkendini ifade edebilecek' düzleminde verilen bir söz, İslâm'ın 'otokton', dolaysız bir vaadi olmaktan çok, siyasal güç istemi içinde,'bükemediğin eli öp' misali rıza göstermek zorunda kaldığı bir 'görüşbildirme' sözüdür."Ulus Baker'in yüksek lisans çalışması olan bu küçük kitap,
onun sonraki metinlerinde izlediği teorik hatların ipuçlarınıiçeriyor: Deleuze ve Guattari'nin rizomatik kavrayışı, Spinoza'nınyorumsamacı teolojisi, Virilio'nun hız ve hareket kavramı,
kanaat toplumu vb… Çalışmanın doğrudan konusu ise İslâmcısöylemdir. Ulus Baker, özellikle dinî söylemin modern kanaat dilinedönüşmesine ve kanaatlerle kimliklerin "kurulum" süreçlerine
bakıyor. İslâmcılığın kapitalizme ahlâkî muhalefet söylemi ile onunla"iyi geçinme" performansı arasındaki uyuma eğiliyor. Bir yandanda, İslamcılıkla ilgili kullanılagelen kavramların hepsine çelmetakıyor Ulus Baker, onu yorumlamaya dönük kavramsal çerçevelerisorguluyor.Olanca canlılığıyla, "genç" bir Ulus Baker metni.